Türkiye Emekçi Partisi (TİP) genel Başkanı Erkan Baş, bugün TBMM’de basın toplantısı yaptı. Baş, şunları söyledi:
“Bu seçim kanununu daha 15 gün Evvel TBMM Lideri tarafından basıldı. Her milletvekilline bir Tane ulaştırıldı. İçinde Tüm seçim kanunları ve münasebetiyle cumhurbaşkanı seçim kanunu da var. Ne diyor cumhurbaşkanı seçim kanunu? Bakalım. ‘Madde 3: Bir kimse en Çok 2 defa cumhurbaşkanı seçilir. Lakin cumhurbaşkanının 2. devrinde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde cumhurbaşkanı bir Defa daha Namzet olabilir.’ Neymiş? Bir kimse en Çok 2 Defa cumhurbaşkanı seçilebilirmiş. Bir istisnası var. Cumhurbaşkanının ikinci periyodunda Şayet kararı Meclis alırsa bir Sefer daha Namzet olabilir ve Şayet halkın oyunu alırsa seçilebilir. Hususlar Fazla açık. Münasebetiyle o denli ben 14 Mayıs’a seçim kararı aldım. Cumhurbaşkanı olarak ilan edeceğim bu kararı, ondan sonra da çıkacağım, Namzet olacağım. O denli yok. Bu Amel o kadar kolay değil.
“MECLİS’TE SEÇİM KARARI ALACAK ÇOĞUNLUKLARI OLMAYINCA DA PANİĞE KAPILMIŞ DURUMDALAR”
Biz Erdoğan’ı sandıkta yenmek istiyoruz. Biz Erdoğan’ı tarihin çöplüğüne gönderirken sandığa gömmek istiyoruz lakin Şayet cüretleri varsa yapılacak Biricik şey Mevcut TBMM’den seçim kararı çıkartacaklar. Buna da iktidarın oyları yetmiyor. Gelecekler efendi efendi muhalefet partileriyle masaya oturacaklar. Meclis’in cumhurbaşkanı seçimi için genel seçim kararı almasını isteyecekler. Buradan Aleni ve net bir Davet yapıyoruz. Şayet farklı bir adayınız yoksa. Yani ‘Biz Erdoğan’dan Öbür kimseyi Namzet gösteremiyoruz, sizin söylediğiniz üzere Biricik adama bağlıyız, çaresiziz’ diyorsanız; yapacak hiçbir şey yok. Anayasasının emrettiği üzere Erdoğan üçüncü Defa cumhurbaşkanı adayı olamaz. Olmasının bir Tane yolu var. Hakikaten bu sıkıntıyı nihayet derece Kıymetli görüyoruz. Partimizin gerek ilim konseyinden hukukçu arkadaşlar gerekse hukuk ofisi probleme ait Fazla detaylı çalışmalar yaptık. Artık bir yanılgı yapmışlar muhakkak. Yani vaktinde Meclis’in çoğunluğu bizde olacak. Biz, istediğimiz Vakit meclisten bu kararı çıkartırız diye vaktindeki anayasa değişikliği sırasında oraya süreksiz bir husus eklemeyi akıllarına getirmemişler. Artık Meclis’te seçim kararı alacak çoğunlukları olmayınca da paniğe kapılmış durumdalar. Apar topar seçime gitmek istiyorlar.
“ASLINDA YSK’DA DURUMUN BİZİM KADAR FARKINDA”
Tüm yurttaşlarımızın dikkatine sunmak istiyorum. 2018 seçimlerinden sonra Erdoğan bu seçimleri kazandı. Yüksek Seçim Heyeti bir mazbata hazırladı. Mazbatada Aleni ve net diyor ki ‘13. Cumhurbaşkanı’. 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı. 13. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözü var. Olağan seçimler artık sonuçlanmış ve Meclis’te istedikleri çoğunluğa ulaşamadıklarını gördükleri için vaktin Meclis Başkanlığı mevzuyu düzeltelim demiş. Sonra YSK birinci gönderdiği mazbata yerine yeni mazbata hazırlamış. Oraya yeni sayı koymamış. Bu bize bir şey gösteriyor. Aslında YSK’da durumun bizim kadar farkında. AKP’liler durumun bizim kadar farkında. MHP’liler durumun bizim kadar farkında.
“YAPILMASI GEREKEN ŞEY KANUNLARA, ANAYASAYA Müsait BİR SEÇİM GERÇEKLEŞTİRMEKTİR”
Bir tartışmamız daha Mevcut ve nihayet derece Kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Altını çizerek söylüyorum. Meclis Başkanlığı’nın bastığı şu Lahza yürürlükte olan seçim kanunlarına nazaran konuşuyorum. Yeniden cumhurbaşkanı seçimini Tanım eden üçüncü unsuru, kırmızıyla işaretlemişiz. oy Eda gününden geriye yanlışsız hesaplanacak 60 günlük müddetin birinci günü seçimin başlangıç günüdür. çok net değil mi? Seçim ne Vakit başlıyormuş? oy Eda gününden 60 gün evvel. Bu ne demek? ‘Anayasanın Öbür bir kararında de seçim kanununda da yapılan değişiklikler bir Yıl içerisinde gerçekleşen seçimlerde uygulanmaz’ diye bir karar olduğunu bütün kamuoyu biliyor. Seçimlerin ne Vakit yapılacağına ait üzerine en Fazla konuşulan bahis. Şayet siz 6 Nisan’dan Evvel seçim takvimini başlatıyorsanız, orada yaptığınız değişiklikleri uygulayamazsınız. Bu kadar Aleni ve net. Artık Tüm bunlar güya hiç yokmuş üzere ‘Ben, istediğim Vakit seçime giderim. İstediğim kanunlarla seçime giderim. İstediğim adaylarla seçime giderim. İstediğim partiyi seçime sokarım istemediğimi sokmam. Basında aleyhimde konuşma yapılırsa oraya cezalar yağdırırım. Devletin bütün imkanlarını kendi partim için seçim sırasında kullanırım. Sonra demokratik seçim yapalım’ Erdoğan’ın dediği bu. Dünyanın neresinde bu türlü bir seçim demokratik seçim olarak kabul edilebilir? Dünyanın neresinde bu türlü bir seçim halkın iradesinin sandığa yansıması manasına gelebilir? TİP olarak buradan hem iktidarı uyarıyoruz, iktidar partilerini uyarıyoruz hem bütün muhalefet partilerine Davet yapıyoruz hem de temel olarak yurttaşlarımızı vazifeye çağırıyoruz. Bu türlü ‘Ben yaptım oldu, ben ne istersem o olur. Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz. Anayasaya alışılmamış lakin ‘evet’ diyeceğiz’ Bunların hepsini bir kenara iteceğiz. Bu memlekette yasalar varsa herkes ona bağlıdır. Anayasa varsa herkes bağlı olmak durumundadır. Sonuna kadar bu anayasaya, maddelere ters uygulamalara karşı tavır alacağız. En değerlisi sanıyorum şuna güveniyorlar; zati memlekette devletin her yerine biz kendi takımlarımızı yerleştirdik. YSK’da da bizim talimatımız dışında karar veremeyecek bir iradeyi otururmuşuz. Nasıl olsa nihayet karar verici YSK. YSK bu kararları verecek ve bizim istediğimiz üzere olacak. YSK bu kararları verebilir mi? Evet, verebilir. lakin yaptığı her şey kanunlara ve anayasaya alışılmamıştır. Kanunlara ve anayasalara ters kararlar veremez, toplumu buna mahkûm edemez. O yüzden madem seçim tartışmaları başladı. Şayet Erdoğan tekrar Namzet olmak istiyorsa biz onu yenmeyi Fazla istiyoruz, onu sandıkta yenmek önümüzdeki en net maksatlardan bir tanesi. Türkiye’de milyonlarca insanın buna Amade olduğunu görüyoruz. ancak yapılması gereken şey kanunlara, anayasaya Müsait bir seçim gerçekleştirmektir.
“ERDOĞAN Namzet OLAMAZ”
“TİP OLARAK SARAY REJİMİNE nihayet VERMEK İSTEYEN TÜM MUHALEFET GÜÇLERİYLE İŞTİRAKE HAZIRIZ”
Buradan bütün muhalefet güçlerine bir Davet yapmak istiyorum. Bakın, gözüküyor saray farkında, saray panikte, saray kaybediyor. O yüzden kaybettikçe belirli ki hamle ağırlaşacak. Muhakkak ki hakkı, hukuku falan tanımayan her Cin operasyonu yapacak. Sandık halktan kaçırılsın diye elindeki Tüm imkanları kullanacak. Bu türlü üç beş kuruşluk çetelerle paramiliter örgütlerle hem halkı hem muhalefeti korkutmaya çalışacak. Yapacağımız şey şu; en Yalın noktalardan anayasanın, yasanın uygulanmasından seçim güvenliği sağlanmasından kesinlikle muhalefet sorumludur. Yan yana gelmeli ve bu ülkenin yurttaşlarına itimat vermelidir. Bu seçimi kazanmayı sahiden istiyorsak; bunun başlangıç noktası yurttaşlarımıza itimat vermektir. Biz TİP olarak bu saray rejimine nihayet vermek konusunda samimiyiz. nihayet vermek isteyen Tüm muhalefet güçleriyle en geniş iştiraklere hazırız ve seçim güvenliğinden başlayarak elimizden gelen her şeyi yapmak istiyoruz.
“ÇOCUKLARIMIZA KELAM VERİYORUZ BIRAKIN Yurt AÇMAYI KAMUSAL HAYATIMIZA ELLERİNİ BİLE UZATAMAYACAKLAR”
Bu tarikatların, cemaatlerin pisliği karanlığı kabahatleri da bir türlü bitmek bilmiyor. Tekrar tarikatlara, cemaatlere bağlı bir yurtta müdürlük yapan bir canavar bir çocuğumuzu istismar ediyor. Ailesi Evvel polise, savcıya gidiyor. Sonra zorla, baskıyla sözlerini Geri çektiriyorlar. Üstüne bir de çocuğu kıstırıp ‘Neden söylüyorsun? neden anlatıyorsun’ diye azarlıyorlar. Mevzuyu kapatmaya çalışıyorlar. Türkiye’de bir çocuk daha tarikatlar tarafından herkesin gözü önünde istismar edildi. Artık bunları konuşurken nitekim ne söyleyeceğimizi bilemiyoruz. Göz nazaran göre işlenen faili aşikâr bir cinayete Şahit olmak üzere bir şey. Bir çocuğun hayatından yaşamayı bırakın aklının ucundan bile geçmemesi gereken bu nahoşlukları, bu acımasızlıkları, bu alçaklıkları, bu orta çağcı karanlık zihniyetin temsilcisi tüccarlar daha kaç Defa yaşatacaklar? Nitekim kâfi. Yani iktidar bunları besliyor. Bunlar semiriyor. Üstüne bir de çocuklarımızın hayatlarını karartıyorlar. Daha Evvel tekraren söyledik tekrar söylüyoruz; bunları kapatacağız. Aslında kâğıt üstünde yoklar, zati yasaklılar, aslında her birisi bir organize cürüm şebekesi, bir mafya örgütü üzere devinim ediyorlar. Zirvede pirler, başkanlar günlerini gün ediyor servetlerine servet katıyor. Altta tecavüz eden, çalan, devlete sızan cürüm ortaklarından oluşan şebekeler bunlar. Buradan bu tarikat yurtlarında hayatını kaybeden Enes kara kardeşimiz başta olmak üzere bütün çocuklarımıza Laf veriyoruz. Bunlar bırakın bu türlü Yurt açmayı, holding işletmeyi, vatandaşın parasını ceplemeyi, ihale almayı, halk kaynaklarını kullanmayı kamusal hayatımızın rastgele bir modülüne ellerini bile uzatamayacaklar. Sonuna kadar uğraş edeceğiz. Bıkmayacağız. Nitekim yüreğimiz yanıyor. Konuşmak istemiyoruz. lakin konuşmak zorundayız.
“OXFAM EŞİTSİZLİKLER RAPORUNA NAZARAN; 13 KİŞİNİN SERVETİ, 44 MİLYON YURTTAŞIMIZIN SERVETİNDEN DAHA FAZLA”
Yorum Yok