CHP genel reis Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Anayasa Değişikliği Tavır Belgesi’ni paylaştı. Tezcan, bugün altı siyasi parti genel liderinin 11. toplantısı sürerken yaptığı yazılı açıklamada, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Kamuoyunda ‘başörtüsü teklifi’ olarak bilinen Anayasa değişiklik teklifi Anayasa Kurulu’nda görüşülürken, 24.01.2023 tarihinde Düzgün Parti kümesi ile Bir arada komitesi terk ettik. Bunun nedeni, çalışmalar sırasında Beyaz Parti ve MHP’nin emelinin tahlil değil, başörtüsü konusunu siyasi istismar gayesi olarak kullanmak olduğunun açıkça ortaya çıkmış olmasıdır.
“ERDOĞAN İÇİN DE BİR SAMİMİYET TESTİYDİ”
3 Ekim 2022 tarihinde genel Liderimiz Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı görüntü paylaşımıyla; ‘kadınların giysi kuşamını siyasetin monopolünden çıkarmak, yasal garantiye almak, münakaşa konusu olmaktan tümüyle çıkarmak, bu yarayı sonsuza kadar kapatmak için’ CHP milletvekilleri olarak kanun teklifi vereceğimizi ilan etti. Bu adım, Erdoğan ve Cumhur ittifakının başörtüsü konusunu Daimi bir istismar aracı yapma teşebbüsüne karşı toplumun belli bir bölümünde ortaya çıkan tasaları giderme gayesine dönük İçten bir teşebbüstü. Tıpkı vakitte Erdoğan için de bir samimiyet testiydi.
Genel Liderimiz Kemal Kılıçdaroğlu’nun faal ve tesirli dayanağı ile başörtüsü sorunu aslında fiilen çözülmüştü. Lakin nihayet devirde kendi tabanındaki takviyesi Kıymetli ölçüde yitirmeye başlayan Erdoğan’ın, çözülmüş bu mevzuyu tekrar bir istismar alanı olarak kullanmaya başladığı da görülüyordu. Üç Değerli gelişme olmuştu:
“ERDOĞAN, KAYGI VE ENDİŞE İKLİMİ YARATMAYI HEDEFLEDİ”
Birincisi; Recep Tayyip Erdoğan, kaybetmeye başladığı tabanı üzerinde, ‘biz iktidarı kaybedersek siz de kazanımlarınızı kaybedersiniz, başörtüsü yasaklarına Geri dönersiniz’ diyerek dert ve kaygı iklimi yaratmayı hedefledi. İkincisi; bunun akabinde kendisini destekleyen iktidar yanlısı ilahiyatçıları devreye soktu ve bunlar da birebir eksende konuşmaya başladılar. Üçüncüsü Beyaz Parti’den dayanağını çeken muhafazakar kesimde kısmen de olsa İçten kaygılar ortaya çıkmaya başladı. ‘Acaba gerçek mi? Sanki Beyaz Parti iktidardan düşerse, biz bu kazanımlarımızı kaybeder miyiz?’ soruları Sayın genel Lidere kadar gelmeye başladı.
“ERDOĞAN’IN SUİİSTİMALCİ TEŞEBBÜSLERİNİ BOŞA ÇIKARACAK SAMİMİ BİR ADIM GEREKİYORDU”
İşte bu noktada toplumda her kısma teminat verecek, tasaları giderecek ve Erdoğan’ın suiistimalci teşebbüslerini boşa çıkaracak İçten bir adım gerekiyordu. O adım genel Liderimizin 3 Ekim 2022 tarihli görüntü paylaşımı ve 4 Ekim 2022 tarihinde verilen kılık kıyafet kanun teklifi ile atıldı.
“GOLLÜK PAS’ DİYEREK ASLINDA YARARLANMA VE İSTİSMAR HEDEFİNİ DA İFŞA ETMİŞ OLDU”
Erdoğan’ın kaygısının başörtüsü tasasını çözmek olmadığı, mevzuyu Daimi siyasi istismar aracı olarak gündemde tutmak olduğu bu teklife karşı derhal tepki göstermesi ile ortaya çıktı. Bu bizim için bir ‘gollük pas’ diyerek aslında yararlanma ve istismar maksadını da ifşa etmiş oldu.
“SAMİMİYET TESTİNDEN SINIFTA KALDI”
Kanun teklifi kabul edilerek Tüm tasaları gidermek mümkünken, daha geniş bir münakaşa alanı açarak Anayasa değişikliği önerdi. Hem de mevzu yalnızca başörtüsü ve kılık kıyafet özgürlüğü iken, aslında uygar kanun ve Nüfus Kanunu’nda açıkça düzenlenmiş ve ayrıyeten düzenleme yapılması Gereksiz olan ‘evlenme bayan erkek ortasında olur’ üzere bir maddeyi de ekleyerek. Maksadının tahlil değil yokuşa sürmek olduğu ortaya çıktı. Samimiyet testinden sınıfta kaldı.
Erdoğan ve Cumhur İttifakı, Anayasa Kurulunda da samimiyet testinden geçemedi. İstismar niyetleri orada da ortaya çıktı. Beyaz Parti ve MHP’nin teklifi başörtüsü konusunda başını örtenleri muhafaza altına alırken başı Aleni olanlara ait birebir ölçüde bir müdafaa sağlamıyor. ‘Hiçbir bayan dini inancı sebebiyle başını örtmesi yahut tercih ettiği kıyafetinden dolayı…’ diye devam eden karar, başını örtmeyenlerden bahsetmiyor.
Bir Öbür husus dini inancına dayalı olarak başörtüsünü garanti altına alacağız’ diyor. Yani o teklifte deniyor ki, ‘bir kimse dini inancı nedeniyle başını örtmek isterse onu koruyacağız.’
Anayasa’ya bunu bu formuyla koymak, bayanların başörtüsü hakkını yalnızca dini inanç üzerinden teminat altına almayı öngörmek demektir. Bu ise dini inancına nazaran değil de Öbür sebeple başörtüsü takmak isteyenlerin hakkını garanti altına almayacaktır. Tıpkı vakitte neyin dini inanç gereği olduğu, neyin dine Müsait olup olmadığı konusunda o hakkın sahibi olanın kanısı değil, iktidar sahiplerinin niyeti öne çıkmaya başlayacaktır. Dini inancı Tanım etme hakkı yöneticilere bırakılamaz.
“BIRAKIN BAYANLAR HANGİ SEBEPLE BAŞINI ÖRTMEK İSTİYORSA ÖRTSÜN, HANGİ SEBEPLE BAŞINI AÇMAK İSTİYORSA AÇSIN”
Kadınların neyi dini inancı gereği yapıp yapmadığını ölçme ve belirleme yetkisi ne yöneticilere, ne de devlete ilişkin olabilir. Bu türlü bir düzenleme yarın kudret sahiplerine ‘hayır sen dini inancın gereği başörtüsü takmıyorsun’ deme hakkını verir. Bırakın bayanlar hangi sebeple başını örtmek istiyorsa örtsün, hangi sebeple başını açmak istiyorsa açsın.
Yanlış, Noksan ve problemli olan bu teklife karşı Anayasa Kurulunda CHP ve UYGUN Parti olarak bir değişiklik teklifi verdik. Onların metni üzerinde çalıştık, yani değişik yeni bir metin vermedik. Onların metninde ‘başını örtmesi’ diye yazmışlardı, biz onun yerine ‘başını örtmesi ya da örtmemesi iç olmak’ üzere dedik. Yani başını örtenlerin de örtmeyenlerin de telaş içerisinde olmayacağı bir düzenleme yapmayı önerdik.
Verdiğimiz Teklif şudur: ‘Hiçbir bayan başını örtmesi ya da örtmemesi de iç olmak üzere tercih ettiği kıyafetinden Dolayı eğitim ve öğretim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, halk hizmetlerine girme ile öteki rastgele bir Temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da halk yahut Özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette mahrum bırakılamaz; bu nedenle kınanamaz suçlanamaz ve rastgele bir ayrımcılığa tabi tutulamaz. Alınan yahut verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet Laf konusu olduğunda ise devlet, bayanın başını örtmesini engellememek kaidesiyle Gerekli önlemleri alır.’
Bütün vicdan sahiplerine, ‘Yıllarca bu korku içerisinde yaşadık, bu acıyı yaşadık’ diyenlere soruyoruz: Bu teklif, başını örtmek isteyen, dün üniversitelere sokulmayan, dün işyerlerine sokulmayan bayanların sorunlarını çözüyor mu, çözmüyor mu? Vicdanı olan, aklı olan herkes bilir ki bu Teklif başını örteni de örtmeyeni de garanti altına Meydan bir tekliftir.
“BAŞINI ÖRTENİN DE AÇANIN DA TEMİNATI BİZİZ”
Bizim teklifimiz budur. Bu teklife Beyaz Parti ve MHP’li kurul üyeleri hayır dediler. Bu tarihî fırsat, iktidarda bulunan Cumhur İttifakı’nın siyasi hırsına heba edilmiştir. Bu tarihî fırsat, Cumhur İttifakı’nın, Recep Tayyip Erdoğan’ın, Beyaz Parti’nin ve Milliyetçi devinim Partisi’nin bu mevzuyu siyasi istismar sıkıntısı yapıp, önümüzdeki seçimlerin gereci haline getirme hevesine kurban edilmiştir.
Ancak şunu herkesin bilmesini isteriz. Bu işi ne kadar istismar etmek isterlerse istesinler başarılı olamayacaklar. kanun teklifimizi kabul etmeseler de Anayasa Komitesi’nde verdiğimiz değişiklik teklifine hayır demiş olsalar da hiç kimse korkmasın. Herkesin hak ve özgürlüklerinin garantisi biziz. Başını örtenin de açanın da garantisi biziz.”
Yorum Yok