CHP genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Ekim’de yayınladığı görüntü ile sokaklarda giderek yaygınlaştığını belirttiği uyuşturucuya karşı vatandaşları uyarmış ve hükümeti, “Uyuşturucu paralarını, Türkiye’nin cari açığını finansmanında kullandılar… Gelelim ‘Okul önünde yakaladığınız uyuşturucu satıcısının bacağını kırın’ diyen namı öbür Fotoroman Süleyman’a. O da fotoromancı ya Saray da Fazla uygun biliyor ki bu uyuşturucuları kendileri Davet ettiler bu ülkeye” kelamları ile eleştirmişti.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı güvenlik genel Müdürlüğü ve Jandarma genel Komutanlığı, Kılıçdaroğlu hakkında kabahat duyurusunda bulunmuştu. Akabinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 7 Kasım’da, “Haftada ortalama 5 bin uyuşturucu satıcısını yahut imalat yapanı gözaltına alıyoruz. Daha dün Diyarbakır’da bin 900 kilonun üzerinde esrar ele geçirildi. Gençlerimizi bu illete bulaştırmaya çalışanlara müsamaha göstermeyeceğiz” demişti.
Türkiye’de uyuşturucu ile gayret tartışmaları gündemdeki yerini korurken; AKP Diyarbakır Vilayet reis Yardımcılığı misyonunu yürüttüğü 2012 yılında periyodun Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’a uyuşturucu ile gayret raporu sunan ve Ocak 2022’de CHP’ye Üye olan avukat Cevdet Nasıranlı, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
HAZIRLADIĞI RAPORU ANLATTI
CHP şark Masası İstişare Şurası Üyesi olan Nasıranlı, 2012’de hazırladığı rapor hakkında şu bilgileri verdi:
“Şimdi, öncelikle o periyot, avukat olmam nedeni ile adliyelerde uyuşturucu kullanımından Dolayı kontrollü özgürlüğe tabi tutulanları gördüğümüzde dikkatimi çekmişti. Bu mevzuyu biraz araştırdığımda Önemli düşüncelerin olduğunu gördüm. AKP Vilayet reis Yardımcılığı vazifesini yapıyordum. Sonuçta siyaseti, toplumun yararına olması noktasında bir Çaba olarak gördüğümüz için Siyaset yapıyoruz ve bu mevzuyu öncelikle kendi vilayetimizde, arkadaşlarımız ile paylaştık. Sonra Sayın genel Başkan’a o Devre sunduk. Dedik ki ‘Uygun görürseniz bu türlü bir durum var, uyuşturucu kullanım yaşı Bayağı bir düşmüş ve sayı da Bayağı bir yüksek. Biz bu mevzuyu araştıralım ve yol haritası ile de bir çalışma yapalım’. ‘Tamam’ dedi. Ben kurul lideri seçildim, akademisyenlerin olduğu bir Küme arkadaşlardan bir heyet oluşturduk ve Diyarbakır’da üç aylık bir çalışma yaptık. Bu çalışma, Fazla ayrıntılı bir çalışma oldu. 17 halk Kurum ve kuruluşlarından bilgiler topladık, anket çalışması yaptık ve aslında Diyarbakır’ın özelinde yaptığımız bu çalışmayla biraz da Türkiye’nin fotoğrafını çektik.
Türkiye’nin Asya ve Avrupa ortasında bir geçiş noktasında, uyuşturucu trafiğinde de bir geçiş noktasında olmasının bir risk oluşturduğunu tespit ettik. Kimi kurumların bu hususta eksikliğini tespit ettik.”
“BİLGİ AKIŞINI BİRBİRİNE SAĞLAMIYORLAR”
Nasıranlı, hazırladığı raporda, uyuşturucuyla uğraş konusunda kırsalda misyon yapan Jandarma İstihbarat ile kentte misyon yapan güvenlik İstihbarat ortasında bilgi alışverişi sağlanmadığını ve iletişimsizlik yaşandığını belirttiğini açıkladı. Nasıranlı, kurumlarda tespit ettiği eksiklikleri şöyle anlattı:
“Kırsalda yapılan istihbarat çalışmalarında, Jandarma İstihbarat ile güvenlik İstihbarat ortasında bilgi alışverişinde bir kopukluk var. Bilgi akışını birbirine sağlamıyorlar. Münasebetiyle takdir edersiniz ki kırsalda yapılan çalışma ve Belde merkezindeki çalışmalar birbiri ile temaslı oluyor. Hasebiyle o kopukluğun giderilmesi gerekiyordu. Bu noktada biz, tekliflerimizi sunduk. Buna emsal noktalarda eksiklikler vardı. örneğin AMATEM dediğimiz noktada çalışma sisteminin eksikliğini ortaya koyduk. En Fazla önemsediğimiz nokta buydu. Burada beş bakanlığın ortak çalışması gerektiğini belirttik. Biz raporumuzu sunduktan sonra Başbakanlık seviyesinde bir deklarasyon yayınlandı. Bizi bu heyecanlandırdı. Ortadan 10-11 Yıl geçmiş, o gün söylediğimiz teklifler, çalışmalar uygulanmış olsaydı bugün Türkiye’nin gündeminde bu uyuşturucu problemi olmayacaktı ve öteki noktada biz, bu deklarasyondan sonra çalışmaların biraz Noksan yürüdüğünü görünce kendi ilimde ne yapabilirim diye çalışmaya girdim. Bir spor kulübü devraldık. Bu spor kulübünde, raporumuzda belirttiğimiz ailelilerin, gençlerin bilinçlendirilmesi noktasında teklifimiz de vardı, en azından bu teklifler üzerinden aileleri bilinçlendirelim üzere bir çalışma yürüttük.”
“GELDİĞİMİZ NOKTADA 8 VE 9 YAŞA KADAR İNMİŞ”
Avukat Nasıranlı, raporu hazırladığı 2012’den bugüne ortadan geçen 10 yılda uyuşturucu kullanım yaşının 11 ve 12’den 8’e indiğini belirtti. Nasıranlı, şunları söyledi:
“Bizim tespitimiz, o günkü uyuşturucu kullanım yaşı 11 ve 12’ydi ancak bugün geldiğimiz noktada 8 ve 9 yaşa kadar inmiş. Bu, yalnızca yaşla değerlendirilebilecek bir durum değil. Tıpkı vakitte İçişleri Bakanlığı’nın kendi sözü ile ‘Haftada 5 bin uyuşturucu kullanıcısını gözaltına alıyoruz’ demesi, Türkiye’nin geldiği noktayı Aleni bir formda ortaya koyuyor. Sayın genel Başkan’ımız (Kemal Kılıçdaroğlu) nihayet Küme toplantısında bu mevzuya geniş bir Ehemmiyet vermişti. Orada net bir halde de Anlatım etti; memleketler arası uyuşturucu baronlarının Türkiye’ye gelip tıpkı vakitte kara paranın dönüştürüldüğü bir ülke alanı haline gelmesi ve öteki taraftan ülkeyi yönetenler ile bu tip şahsiyetlerin birbiri ile irtibatlı olduğunun bugün ortaya konulur olması, Türkiye’nin riskli durumunu ortaya koyuyor. Bu noktada Türkiye hem ekonomik sıkıntılar hem de uyuşturucu ve kara paranın kullanıldığı ülke pozisyonuna gelmesi açısından Fazla kıymetli.
“ÇALIŞMALAR YAPILMADIĞI ÜZERE GÖZ GERİSİ EDİLDİ”
“Biz, o Devre kanunların da Noksan olduğunu tespit ettik. Münasebetiyle uyuşturucu ile gayretin topyekûn bir gayret gerektirdiğini biliyoruz ve ben, bu noktada yasal düzenlemenin yine yapılması gerektiğini belirterek yeni bir rapor hazırladım. Bu raporu da Yeniden Recep Tayyip Erdoğan’a sunmuştum. Bunun üzerine 2014’te bir yasal düzenleme sağlandı. Bugün uyuşturucu kullanımı ya da uyuşturucu satıcılarına ait yasal düzenleme, 2014 yılında benim hazırladığım rapor üzerine yapıldı. Orada birtakım iyileştirmeler yapıldı lakin öbür noktalarda çalışmalar yapılmadığı üzere göz arkası edildi.”
Cevdet Nasıranlı, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Ben, CHP’de şark Masası’nda Müracaat Kurulu’nda vazife yapıyorum. Yaklaşık bir yıldan fazladır da Oğuz Kaan Salıcı ile de çalışıyorum. Gördüğüm şudur; CHP’nin Tüm takımları, Özellikle genel Başkan’ımız ve birlikte çalıştığım genel reis Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’nın özelinde, Türkiye’nin Tüm problemlerini içselleştirmiş, bunları şahsi problemleri haline getirmiş bir nazar açısı ile olaylara bakıyor. Milletimize şunu da Anlatım etmek isterim ki altı aylık bir müddet kaldı kaldı seçime. Tüm bu meseleleri; ekonomik meseleler, Türkiye’nin geleceğine daha bir umutla bakılacağı bir hale gelmesi, kirli Nakit ve uyuşturucuya karşı Önemli bir çabanın başlatılması için altı aylık bir müddet kaldı. Altı ay sonra CHP, millet İttifakı ile iktidara geldiğinde bu meselelerin çözülebileceğini Özellikle Anlatım etmek istiyorum.”
Yorum Yok