TİP genel Lideri Erkan Baş, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Baş, özetle şunları söyledi:
BİZ, ARTIK DAHA Çok KAN AKMASIN, DAHA Çok GÖZYAŞI OLMASIN İSTİYORUZ: Bir hava harekatı gerçekleştirildi. Sonun öbür tarafından da vefat haberleri geliyor. çok sayıda insanın hayatını kaybettiği bilgisi var. Ölenler ortasında sivil halktan bireylerin olduğu savları ve Suriye resmi haber ajansının da Suriye askerlerinin de hayatını kaybettiği bilgisi var. Ben buraya gelmeden kısa bir mühlet Evvel Tayyip Erdoğan, Küme toplantısını gerçekleştiriyordu ve bir kara harekatı yapılacağını bir Defa daha Aleni bir biçimde Anlatım etti. bütün bu tablonun özeti aslında Fazla açık. Yeniden bir seçim devrine giriyoruz. Yine Cenk çığırtkanlığı başladı. AKP iktidarı, iktidarda kalabilmek için önümüzdeki günleri savaşçı siyasetlerle geçireceğini Aleni bir biçimde ilan etmiş durumda. O yüzden biz de Fazla Aleni bir biçimde ilan etmek istiyoruz. Çatışma, savaş, yalnız ve yalnız, Tüm seçenekler tüketildiği durumda ve savunma gayesiyle yapıldığında anlaşılabilirdir. Bunun dışında saf insanların, çocukların öldüğü hiçbir savaş, haklı ve yasal sayılamaz. Bizim ülkemiz insanlarının savaşa değil barışa muhtaçlığı var. Ülkemizde, bölgede, dünyada akan her damla kan, yalnızca ve yalnızca egemenlerin çıkarınadır. Biz, artık daha Çok kan akmasın, daha Çok gözyaşı olmasın istiyoruz ve bunun için Siyaset yapıyoruz. Lakin üzülerek görüyoruz ki iktidarın, çatışmacı bir anlayışla bölgede gerginliği azaltan değil artıran bir yaklaşımla devinim etme konusunda bir kararlılığı var.
SEÇİM ÖNCESİNDE HUKUKU BÜSBÜTÜN RAFA KALDIRMAK KISMAK İSTİYORLAR:
AYLARDIR HERKESİN BİR TEHLİKE OLARAK GÖRDÜĞÜ SENARYO HAYATA GEÇİRİLİYOR: İktidar, ‘Kimin terörist, kimin yerli ve ulusal olduğunu ben belirlerim’ diyor ve herkesin bu hizaya geçmesini bekliyor. Hayır kardeşim. Biz, bunu kabul etmiyoruz. Bir defa, bu iktidarın kendisi legal değil ki. Bizim, halkın, muhalefetin meşruiyet hudutlarını belirlemesine neden müsaade vereceğiz? Bakın, geride kalan süreçte Seyahatçiler, öğrenciler, akademisyenler, neredeyse bütün siyasi figürler, örneğin Erdoğan’ın tekrar aşk tazelediği Sisi ile görüşmesini destekleyenler, herkes lakin herkes bu memlekette darbeci ilan edilmedi mi? Aylardır Türkiye’ye bakan herkesin gördüğü bir senaryo vardı. ‘AKP, seçimi kaybedeceğini gördüğü Vakit her şeyi yapabilecek bir partidir’ diyorduk. Artık, aylardır herkesin bir tehlike olarak gördüğü senaryo hayata geçiriliyor. Bir tezgah kuruluyor. Yapılması gereken şey, oyunun bozulmasıdır. Zira bu tuzağın amacı, bu ülkede yaşan milyonlarca yurttaşımızdır. Hepimiziz. Buradan bütün muhalefete ve halkımıza, bu oyunu bozmak üzere Aleni bir davette bulunmak istiyorum. Gelin, daima Bir arada Yalın prensipleri olan bir barış mutabakatı oluşturalım. Bölgede gerginliği artıran, savaşı körükleyen bütün siyasetlerin karşısında duralım. Hem İç barışımızı hem de bölge barışını merkeze Meydan Mesul bir Siyaset anlayışıyla devinim edelim. Bölgesel meselelerin savaşla, çatışmayla değil diyalog, müzakere ve diplomasi ile çözülmesi için sesimizi yükseltelim. TSK’nın Öbür ülkelere asker göndermesine de ülkemizde yabancı asker bulundurulmasına da karşı duralım. Hudutlarımızın içinden yahut dışından düzenlenmiş her türlü askeri, terör kaynaklı saldırıyı, ülke hudutları dışına düzenlenecek her türlü operasyonu, cihatçı örgütlere verilen açık-örtülü dayanağı, ülkemizde ve bölgemizde demokratik siyasete vuruş teşebbüsü olarak ilan edelim. Bu Cin hareketlere Meclis’te de sokakta da karşı duralım. Halkın özgürlüğü, demokrasiyi savunması için kitlesel direnişini daima Bir arada örgütleyelim. Ülkemizin bahtını, fakat daima Birlikte yüksek sesle ‘barış, barış, barış’ diye haykırarak değiştirebiliriz. Bunun dışındaki bütün yollar tükenmiştir, çaresizdir. İktidarın koltuğunu muhafaza değerine memleketimizi ateş çemberine çevirme oyunlarına geçit vermemeliyiz.”
Yorum Yok