AKP periyodunu en âlâ anlatan tabirin “çürüme” olduğuna inanıyorum. diyar topyekûn bir çürüme halinde. Ülkenin iktisadı, yargısı, kurumları, eğitimi, Hariç siyaseti, güvenliği ve daha sayılabilecek birçok yanı çürümüş durumda.
Çürüme, ekonomik ve toplumsal hayatın her alanında. Ülkenin Değerli siyasi isimleri 10 Yıl Evvel (tamamı fikir özgürlüğü kapsamında) attığı tweetlerden yahut siyasi rakibine ahmak demesinden Dolayı siyasi yasaklı hale getirilebiliyor. Daha berbatı ispatlanabilmiş hiçbir hatası olmamasına Karşın “başkan yaptırmadığı için” 6 yıldır özgürlüğünden alıkonulup mahpusta tutulabiliyor.
Ekonomik ve toplumsal yapılarda ortaya çıkan Aka dönüşümler kimi kendi sembol hadiselerini üretir. mesela 2018 yılından bu yana yaşanan ekonomik krizin yarattığı Aka fakirleşmenin en Kıymetli utanç sembollerinden birini geçtiğimiz hafta gördük. Bu sembol, ilkokul çağındaki bir çocuğumuzun annesinin karne ikramı olarak et aldığını Anlatım etmesiydi. Geçtim yaşamayı, üzerine düşünmenin bile yorucu olduğu bu durum, içinde bulunduğumuz fakirleşmenin boyutunu bize bir sefer daha gösterdi.
Girişte Anlatım ettiğim ülkedeki bu çürüme halinin de Aka bir sembolü var. O sembol SADAT. Ne olduğu bilinmeyen, aktiflik maksadıyla, karanlık alanlarıyla, kurucuları ve iktidar ile münasebetleriyle üzerinde birçok şaibeyi barındıran SADAT, iktidarın yarattığı çürümenin sembollerinden.
Muhalefet ismine başta Sayın Kılıçdaroğlu’nun üzerine gittiği bu yapı, gerisini iktidara dayayarak faaliyetlerine devam etmekte. İktidardan Güç almanın verdiği özgüvenle cüretkarlığını da artırmakta. Bunun nihayet örneğini Sayın Kılıçdaroğlu’nun katıldığı TV yayınında reklam vererek göstermiş oldular.
Anlatmış oldukları kurum hedefleri, ülke hayallerini incelediğinizde, cüreti artırılmış cehaletten ibaret olan bu yapının reklam atılımı, dehşetlerinin üzerine gitmekten Öbür bir şey değil. Tarih boyunca hamasetini sırtını dayadığı rejimden, iktidardan Meydan her Bina üzere bu Bina da dehşetleriyle devinim ediyor. Üzerine gitmeye çalıştığı kendi kaygıları.
Peki iktidarın kuvvetli olarak ardında durduğu bu Bina toplumdan tıpkı takviyesi alabiliyor mu? Bu hafta bu soruya Cevap aradık.
Bunun için birinci olarak “SADAT şirketini daha Evvel hiç duydunuz mu?” sorusunu sorduk.
Bu hafta prestijiyle bildiğini belirtenlerin oranı yüzde 52,4. Bu soruyu geçtiğimiz yılın Mayıs ayında sorduğumuzda bilinirliği yüzde 46,8’di. küçük da olsa bilinirlikte artış var. Tabloya dikkatli baktığınızda muhalefete takviye veren seçmenin, iktidara dayanak veren seçmene nazaran daha Çok SADAT’ı bildiğini Anlatım ettiğini göreceksiniz.
SADAT’ı bildiğini Anlatım edenlere “SADAT şirketinin ne Amel yaptığını biliyor musunuz?” sorusunu sorduk.
Ne Amel yaptığını bildiğini Anlatım edenlerin oranı yüzde 65,8. Bu Oran Yeniden Mayıs ayında yaptığımız araştırmada yüzde 34,3’tü. Görüldüğü üzere muhalefet üzerine gitgide, toplumun SADAT’a dair farkındalığı artıyor. Önemli…
Yine SADAT’a dair iki farklı görüşten, toplumun hangisine daha yakın olduğunu anlamaya çalıştık. Bunun için de “SADAT ile ilgili aşağıdaki tabirlerden hangisi sizin görüşünüze daha yakındır?” sorusunu sorduk. Karşılıkları aşağıdaki üzere.
Sonuçlar bize gösteriyor ki SADAT’ın kendisinin Anlatım ettiği üzere bir eğitim şirketi olarak görenlerin oranı yüzde 27,7’de kalıyor. Yeniden Sayın Kılıçdaroğlu’nun Anlatım ettiği üzere paramiliter bir Bina olarak görenlerin oranı ise yüzde 72,3. Üstelik paramiliter bir Bina olarak görenlerin oranı AKP seçmeninde yüzde 55,8, MHP seçmeninde yüzde 42,6.
Her ne kadar iktidar temsilcileri SADAT’la bir bağları olmadığını Anlatım etse de araştırma bize toplumun Aka çoğunluğunun aksi görüşte olduğunu gösteriyor. AKP-SADAT bağı tezine toplumun nasıl baktığını anlamak için “AK Parti hükümetinin SADAT’ı desteklediği görüşüne ne derece katılıyorsunuz?” sorusunu sorduk. Karşılıklarına Bir arada bakalım.
Araştırma sonuçlarına nazaran AKP yetkililerinin tersine toplumun yüzde 68,7’si AKP’nin SADAT’ı desteklediğini Anlatım ediyor. Kararsız olanları çıkardığımızda desteklemediğini düşünenlerin oranı yalnızca yüzde 14,8. Bu Oran AKP seçmeninde yüzde 21,7, MHP seçmeninde yüzde 20,4.
Bu durum karşısında umudu büyüten toplumun sağduyusu. Bu Cin karanlık yapılar ne olduklarını örtmeye çalışsalar da cemiyet ne olduğunu görüyor. Muhalefetin bu Cin yapılara karşı bakışını destekliyor.
Sosyal demokrasinin iktidarına yaklaşıyoruz. Bize düşen birçok mesuliyet var. Onlardan en Değerli olanlarından biri de, bu Cin karanlık yapıların üzerine gitmek. Bu çürümeye karşı her alanda güzelleşmeyi inşa etmek zorundayız. zıt halde uzaya çıkma hayali kurması gereken çocuklarımız sofradaki eti Düş etmeye devam edecektir. Bugünün aksini inşa etmek bu ülkenin çocuklarına karşı, boynumuzun borcudur.
Ertan Aksoy
Yorum Yok