AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlerle gerçekleştirdiği buluşmada açıklamalarda bulunuyor. Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan’a sorulan bir soru ise dikkat çekti.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 vilayette yıkım yaratan sarsıntılarda ailesiyle Birlikte yıkıntı altında kalan öğrenci, Erdoğan’a “Deprem sürecinde Hatay Kırkhan’daydım. Ailemle Birlikte yıkıntı altındaydık babamı kaybettik. Sarsıntıda çadır satan, huzur hakkı üzere sebeplerle Kızılay genel Müdür Fazla Çok gündeme geldi. Bu mevzuda ne düşünüyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Erdoğan, “Bu mevzu beni de Önemli manada üzmüştür. Kızılay bu türlü bir çadır satma işine giremez. Hızla bu yanlışı düzeltmesi gerekir. Kızılay’ın çadır dendiği Vakit en Ufak bir düşüncesi olmaması gerekirdi” diyerek Kızılay Lideri Kerem Kınık’a ait bir açıklamada bulunmaması dikkat çekti.
Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
“Meydanlar konuşuyor. Ben siyasette meydanların lisanına Fazla inanırım, o denli anketlere falan inanmam. Selo Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin vefatına neden olan bir teröristtir. Bu mevte neden olan bir şahıs şu anda terör odaklı bir fiili işlediğinden Dolayı cezaevinde.
Yoksa bir Fikir hatası yahut Siyaset değil. Bu türlü bir insan sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya mı dolaşsın? Şu anda yapılan budur. Çektiği cezanın nedeni budur. Bay Bay Kemal, Selo’yu çıkaracakmış. Erdoğan bu işin başında olacaksa hukuk eşitlik neyse bedelini ödemeye devam edecektir.
“CEZAEVLERİNDE BOL ÖLÇÜDE GAZETECİ, BASIN MENSUBU YOK”
Cezaevlerinde sav edildiği üzere bol ölçüde gazeteci, basın mensubu yok. Bunlar palavra. Bu tezlerde bulunanlara söylüyoruz, verin bu isimleri bize, kimmiş öğrenelim. eşitlik Bakanıma da Vakit vakit söyledim bu savları araştır diye, bunlar daima palavra. Ben Fikir kabahatinden içeriye girmiş bir liderim, 4 ay 10 gün cezaevinde yattım. Ben belediye lideriyken bir ulusal eğitim bakanlığının kitabındaki şiiri okudum diye. Ben kimseyi vurmadım, öldürmedim, Selo’nun yaptığını yapmadım. Bu şiir Ziya Gökalp’e ilişkin bir şiirdi. Hani cezaevinde nerede bir basın mensubu varsa bilelim. Bunların birçoğu affedersiniz hırsızlık, silah kaçakçılığı üzere hatalardan içeridedir ve bunların gazetecilikle bir ilgisi yoktur.
– Biz niçin IMF’den borç alalım? Şayet Nakit kaynağı tefeciler olursa adamı gömerler. Biz asla bu türlü bir şeye yönelmeyiz dedik, kendi kaynaklarımızla ayaktayız. Tefecilere mefecilere hiç muhtaçlığımız yok. Biz buralardan elimizi eteğimizi kestik. Savunma endüstriden tutun en nihayet güçte doğalgazı da çıkardık mı? Çıkardık. Artık Gabar’da petrol bulduk, bu da Fazla değerli. Terörün bu tip çalışmalara müsaade etmediği yerden petrolü bulduk, Erzurum’un dut pekmezi kıvamında. Aybüke öğretmenin ismini de oradaki petrol kuyusuna verdik.”
‘SOĞAN FİYATI’ TARTIŞMASI
TCG Anadolu da, İHA’lar, SİHA’lar da bizim için Fazla değerli. Kendini bilmez birtakım şahısların fiyat dalgalanmalarına neden olduğu ortada. Bir Uzaklık nerelere tırmandırdılar fiyatları. Artık patates soğan 10-15 liralara düştü. Haydi bakalım, bunu nasıl izah edecekler? Bunları yargıda terleteceğiz. Seçim sonrası yargı yoluyla da Fazla daha farklı yere oturtacağız.
Bir Öbür öğrencinin ise, “Deprem sürecinde Hatay Kırkhan’daydım. Ailemle Bir arada yıkıntı altındaydık babamı kaybettik. Zelzelede çadır satan, huzur hakkı üzere sebeplerle Kızılay genel Müdür Fazla Çok gündeme geldi. Bu mevzuda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Karşılık veren Erdoğan, “Bu husus beni de Önemli manada üzmüştür. Kızılay bu türlü bir çadır satma işine giremez. Hızla bu yanlışı düzeltmesi gerekir. Kızılay’ın çadır dendiği Vakit en Ufak bir meşakkat olmaması gerekirdi. yıkıntı kaldırma çalışmalarına varıncaya kadar bu işi bitirdik. Köy konutlarını teslim almaya başladık. Kalıcı konutları süratle yapıyoruz” dedi.
Yorum Yok